force, compel to do something

listen to the pronunciation of force, compel to do something
English - Turkish

Definition of force, compel to do something in English Turkish dictionary

coerce
baskı yap

Hırsızlara yardım etmesi için baskı yapıldı. - He was coerced into helping the thieves.

coerce
{f} baskı yapmak
coerce
zorlamak
coerce
zorla yapılan
coerce
tazyik etmek
coerce
zorla

Hiçbir şekilde zorlanmadık. - We haven't been coerced in any way.

Tom onu imzalamaya zorlanıldığı için sözleşmenin geçersiz olduğunu iddia etti. - Tom claimed that the contract was invalid because he'd been coerced into signing it.

coerce
coercion tazyik
coerce
coercive cebri
coerce
baskı

Hırsızlara yardım etmesi için baskı yapıldı. - He was coerced into helping the thieves.

coerce
{f} baskı altında tutmak
coerce
coercionist baskı politikası taraftarı
coerce
{f} mecbur etmek
English - English
{f} coerce
force, compel to do something
Favorites