Zorla bunu yapmak için zorlandım. - I was compelled to do this against my will.
Zorla bunu yapmak için zorlandım.
I was compelled to do this against my will.
Siyah insanlar pamuk tarlalarında çalışmak için zorlandılar. - Black people were compelled to work in cotton fields.
Siyah insanlar pamuk tarlalarında çalışmak için zorlandılar.
Black people were compelled to work in cotton fields.