for otherwise; or else

listen to the pronunciation of for otherwise; or else
English - Turkish

Definition of for otherwise; or else in English Turkish dictionary

else
başka

Başka hiç kimse yaralanmadı. - Nobody else got hurt.

Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı. - A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.

else
ayrıca
else
değilse

Memnun değilsen kapı şu tarafta güzel kardeşim. - If you're not happy, you can take your business elsewhere.

Bir futbol skoru 3-0 ise bu, zafer değilse başka nedir? - If a soccer score of 3 to 0 isn't a victory, what else is it?

else
veyahut
else
aksi takdirde
else
daha

İyi sağlık başka herhangi bir şeyden daha değerlidir. - Good health is more valuable than anything else.

O bu şehirdeki başka herkesten daha zengindir. - He is richer than anyone else in this town.

else
yoksa

Söyleyecek başka bir şeyin yoksa bana Merhaba, nasılsın? demenin hiçbir faydası yok. - There's no point telling me Hi, how are you? if you have nothing else to say.

Erken kalk, yoksa okula geç kalacaksın. - Get up early, else you'll be late for school.

else
başka bir durum
else
z. başka: What else can he do? Başka ne yapabilir? Who else was there? Orada başka kim vardı? Where else can they be? Başka nerede
else
ilaveten
else
başka türlü

Tom gerçekten çok başka türlü yapamaz. - Tom can't really do much else.

else
başka zaman
else
başka yer başka zaman
else
How else can he do it? Bunu başka nasıl yapabilir? It was somebody else Baska birisi Hurry or else you will be late Acele et
else
yoksa gecikeceksin
else
yahut
else
aksi halde

Kauçuk botları giyin, aksi halde ayağınızı ıslatırsınız! - Put the rubber boots on, or else you will get your feet wet!

English - English
else

Then the Wronskian of f and g must be nonzero, else they could not be linearly independent.