O, kabiliyetli bir yazar.
- He's a talented writer.
O çok kabiliyetli ve yetenekliydi.
- He was very gifted and talented.
Müzik için yetenek onların kanında akar.
- Talent for music runs in their blood.
Sen, benim gibi çok yetenekli olmalısın.
- You must be very talented, so as I!
Tom on parmağında on marifet olan bir insan.
- Tom is a man of many talents.
Herkesin doğal yetenekleri var.
- Everyone has natural talents.