Tüm hatalarına rağmen, o iyi bir adam.
- For all his faults, he is a good fellow.
Sam, yaptığı tüm hatalarına rağmen hâlâ çok sevimli bir kişidir.
- For all his faults, Sam is still a very likable person.
Onun hikayesi düzmece görünebilir fakat her şeye rağmen gerçektir.
- His story may sound false, but it is true for all that.
Kanun herkes için aynıdır.
- The law is equal for all.
Bir kez ve herkes için bunu yasaklıyorum.
- Once and for all, I forbid it.
Bugün herkes eğitimi herkes için bir hak olarak görüyor.
- Today everyone regards education as a right for all.
Hepiniz için önemli bir görevim var.
- I have an important mission for all of you.
Tom bütün bilgimize göre ölü olabilir.
- Tom might be dead for all we know.
Bütün servetine karşın, o çok mutlu değildir.
- For all his wealth, he is not very happy.
Sözde psişik güçlerine karşın kendi ölümünü tahmin edemedi.
- For all his supposed psychic powers, he could not predict his own death.
Onun hikayesi düzmece görünebilir fakat her şeye rağmen gerçektir.
- His story may sound false, but it is true for all that.
Ona bir kez söyledim ve her şeye rağmen onunla sinemaya gitmedim.
- She told him once and for all that she would not go to the movie with him.
For all his protests, he was forced to have a bath.
For all x in A, x^2 is even.
... to take measures to secure all of this material. Second, though, we need to strengthen the ...
... We also want to bring the same great user experience to all ...