Bir süre bana bakmaktan başka bir şey yapmadı.
- For a while she did nothing but stare at me.
O, bir süre orada durdu.
- He stood there for a while.
Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
- I want to leave these packages for a while.
Ben bir süredir buradayım.
- I've been here for a while.
Bir süredir bunu düşünüyorum.
- I've been thinking about this for a while.
Bir süre için gitmiş olabilirim.
- I may be gone for a while.
Ben bir süre için tekrar dişçiye gitmek zorunda kalmamalıyım.
- I shouldn't have to go to the dentist again for a while.