for a short time

listen to the pronunciation of for a short time
English - Turkish
kısa bir süre için
awhile
bir süre

Bir süreliğine daha havalar güzel olacak. - We're going to have good weather for awhile.

Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim. - I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.

awhile
kısa bir süre
for a time
bir süre

Bir süre için her şey huzurlu idi. - For a time, things were peaceful.

Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi. - The car dove into the field and, after bumping along for a time, came to a halt.

for short time
kısa süreli
awhile
kısa bir süre için
awhile
biraz

John, çok çalışıyorsun. Otur ve biraz dinlen. - John, you've been working too hard. Have a seat and rest awhile.

for a time
kısa bir süre için
awhile
kısa bir zaman için
awhile
bir müddet
awhile
z. bir süre, bir müddet: You'll have to wait awhile. Bir süre beklemen lazım
English - English
awhile
For a time
awhile
for a short time

    Hyphenation

    for a Short time

    Turkish pronunciation

    fôr ı şôrt taym

    Pronunciation

    /ˈfôr ə ˈsʜôrt ˈtīm/ /ˈfɔːr ə ˈʃɔːrt ˈtaɪm/

    Videos

    ... than someone who has very very immediate needs are very short time horizon ...
    ... have to be focused on the short time and money coming ...
Favorites