Bir an için, Tom konuşamayacak kadar şaşırmıştı.
- For a moment, Tom was too surprised to speak.
Tom bir an için sessiz oturamaz.
- Tom can't sit still for a moment.
Ben bir an için sizi rahatsız edebilir miyim?
- May I bother you for a moment?
Dürüstlüğünden bir an şüphe etmem.
- I don't for a moment doubt your honesty.