Tom bir an için sessiz oturamaz.
- Tom can't sit still for a moment.
Bir an için sakin olun.
- Be quiet for a moment.
Dürüstlüğünden bir an şüphe etmem.
- I don't for a moment doubt your honesty.
Sanki onun ona söylemediği bir şey olup olmadığını merak ederek Tom bir an Mary'ye baktı.
- Tom stared at Mary for a moment wondering if there was something she wasn't telling him.