Japonya'dan temelli olarak ayrılmıyorsun, değil mi?
- You aren't leaving Japan for good, are you?
Jane temelli olarak Fransa'ya gitti.
- Jane has gone to France for good.
Tom sürekli olarak Japonya'da yaşamaya niyetleniyor.
- Tom intends to live in Japan for good.
O, sürekli olarak ülkeyi terk edeceğini söylüyor.
- He says he is leaving the country for good.
O, sonsuza kadar elveda dedi.
- He said good-bye for good.
O sonsuza dek Japonya'ya terk etti.
- He left Japan for good.
Mağaza temelli olarak kapalı. O tasfiye oldu.
- The store is closed for good. It's been liquidated.
Ne yazık ki o, temelli gitti.
- I regret to say he's gone for good.
Belki Tom Mary'nin geri dönmemek üzere onu terk ettiği olasılığını göz önünde bulundurmalı.
- Maybe Tom should consider the possibility that Mary has left him for good.
Geri dönmemek üzere buradan ayrılacak.
- He will leave here for good.
O sonsuza dek Japonya'ya terk etti.
- He left Japan for good.
A bad haircut is no fun, but at least you're not stuck with it for good, only until it grows out.
... experience flight conditions are exceptionally good ...
... and our businesses, because I want to bring back housing and get good jobs. ...