Yarın gelmeye çok meraklı değil.
- He is not very keen on coming tomorrow.
Erkek kardeşim pul toplama heveslisidir.
- My brother is keen on collecting stamps.
Sami avlanmaya çok hevesliydi.
- Sami was very keen on hunting.
O, müziğe çok düşkün gibi görünüyordu.
- He seemed to be very keen on music.
Bu tür müziğe özellikle düşkün değilim.
- I'm not particularly keen on this kind of music.