Yarın gelmeye çok meraklı değil.
- He is not very keen on coming tomorrow.
Sami avlanmaya çok hevesliydi.
- Sami was very keen on hunting.
Bu tür müziğe hevesli değilim.
- I'm not keen on this kind of music.
Şu genç adam bisiklete binmeye çok düşkün.
- That young man is very keen on cycling.
Bu tür müziğe özellikle düşkün değilim.
- I'm not particularly keen on this kind of music.
I'm not keen on fish with lots of bones.