fon

English - Turkish

Definition of fon in English Turkish dictionary: (Askeri) seyrüsefer serbestliği (harekatlar) (freedom of navigation (operations))
background fon: (Tekstil) zemin

Turkish - Turkish

Definition of fon in Turkish Turkish dictionary: İç mimarîde üstüne başka şeyler eklenen bölüm; Sinemada, tiyatroda oyuncuların arkasındaki resim, fotoğraf veya çeşitli plastik ögelerden oluşan dekor, görüntü; Bir tabloda, üzerinde konunun işlendiği boya katı; Bir kuruluşun mali kaynaklarının tümünün göstergesi; Belirli bir iş için gerektikçe harcanmak üzere ayrılıp işletilen para, kaynak: "Karşılıklı paralar fonundan beş yüz milyon lira Millî Savunma hizmetlerine tahsis edilmişti."- A. İlhan; Bir tabloda, üzerinde konunun işlendiği boya katı. İç mimaride üstüne başka şeyler eklenen bölüm; Belirli bir iş için gerektikçe harcanmak üzere ayrılıp işletilen para, kaynak; Bir kumaşın alt dokusu
fon müziği: Bir sahne eseri oynanırken çalınan müzik
Fak-Fuk-Fon: Fakir Fukara Fonu

English - English

Definition of fon in English English dictionary: A language of Benin and Togo, specifically, in the southern regions corresponding to the former kingdom of Dahomey. Also known as Fongbe or Fɔngbe, it is part of the Gbe family of West African languages; A language of Benin and Togo, specifically, in the southern regions corresponding to the former kingdom of Dahomey. Also known as Fongbe or FÉ”ngbe, it is part of the Gbe family of West African languages; People of southern Benin and adjacent parts of Togo. They speak a dialect of Gbe, a Kwa language of the Niger-Congo language family. Numbering about 3 million, the Fon are mainly farmers. Craft specialists include male ironworkers, sculptors, and weavers and female potters. The primary Fon social unit is the polygynous family, each woman and her children occupying a house within a compound. The village under a hereditary chief is the traditional political unit. Dahomey kingdom was peopled principally by Fon; Grassfields chief; (abbreviation) - Force of Nature; foneetika; A fool; an idiot; Benim Fon, a ethnic group from Benim; Friend of NaTCH; A people and a language of the Dahomey and Yoruba regions
A fon: fonne

Turkish - English

Definition of fon in Turkish English dictionary

background

I like to read with background music. - Fon müziği ile okumayı severim.

Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise. - Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.

fund

They started a drive to raise a charity fund. - Yardım fonunu yükseltmek için bir araba gezintisine başladılar.

IMF stands for International Monetary Fund. - IMF Uluslararası Para Fonu (IMF) anlamına gelir.

(Ticaret) request

(Tiyatro) back-ground

(Ticaret) capital

base coat, background color

ground color

ground colour [Brit.]

fund; background

groundwork

cin., theat. background (of a set)

(Hukuk) capital, fund

reserve

phon

A text in Esperanto is written phonetically using an alphabet of 28 letters. - Esperanto bir metin, fonetik olarak 28 harfli bir alfabe kullanılarak yazılır.

My earliest thoughts were about phonetics. - En eski düşüncelerim fonetik hakkındaydı.

pool

fund, designated fund

{i} funding

The funding could be inadequate. - Fonlama yetersiz olabilir.

Tom is concerned about funding. - Tom fonlama hakkında endişeli.

ground colour

fon bulma