Onları izlemek zorunda değilim
- I don't have to follow them.
Yapmanız gereken bütün şey beni izlemektir.
- All you have to do is follow me.
Bizi izleyen birini görmedim.
- I didn't see anybody following us.
O, arkasında izleyen köpeği ile yürüyüşe çıktı.
- He went out for a walk, with his dog following behind.
Biz onu takip etmek zorunda değiliz.
- We don't have to follow her.
Sıkı bir diyet takip etmek önemlidir.
- It's important to follow a strict diet.
Beni takip eden biri mi var?
- Is there someone following me?
Beni takip eden birinin olup olmadığını görmek için geriye baktım.
- I looked back to see if anyone was following me.
Bir lider mi yoksa bir takipçi misiniz?
- Are you a leader or a follower?
Köpeği her yerde onu gittiği yerden takip eder.
- His dog follows him wherever he goes.
Kitaplar bilimleri izlemeli ve bilimler kitapları değil.
- Books must follow sciences, and not sciences books.
İyi bir vuruşcu olmak için, gevşek tutmalısın ve içgüdünü izlemelisin.
- To be a good batter, you've got to hang loose and follow your instincts.
Önceki hayatınızda kim olabileceğinizi öğrenmek için aşağıdaki formu doldurunuz.
- Complete the following form to know who you could have been in a previous life.
Aşağıdaki soruları İngilizce olarak yanıtlayın.
- Answer the following questions in English.
Tom, ertesi gün Mary ile buluşmak için randevu verdi.
- Tom made an appointment to meet Mary the following day.
Tom pazartesi günü geldi ve ertesi gün eve geri gitti.
- Tom came on Monday and went back home the following day.
Beni kimsenin izlemediğini sağlama bağladım.
- I made sure no one was following me.
Tom birinin kendisini izleyip izlemediğini görmek için omzunun üzerinden baktı.
- Tom looked over to his shoulder to see if anyone was following him.
Ben hukuku izleyeceğim.
- I will follow the law.
Köpek kuyruğunu sallayarak, sahibini izledi.
- The dog followed its master, wagging its tail.
O emirleri dinlemekten başka seçeneğim yok.
- I have no choice but to follow those orders.
Yapacağın tek şey onun tavsiyesini dinlemek.
- All that you have to do is to follow his advice.
Şiddetli bir donmanın ardından kangrenle enfekte olduktan sonra Tom'un ayağı kesilmek zorunda kaldı.
- Tom's foot had to be amputated after it had become infected with gangrene following a severe frostbite.
Yoğun yağış ardından büyük bir sel vardı.
- Following the heavy rainfall, there was a big flood.
Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.
- Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate.
Bu kitabın tavsiyelerini izleyerek, kendimi fakirlikten kurtarabilirdim.
- By following this book's advice, I was able to pull myself out of poverty.
Onlara uymak zorunda değiliz.
- We don't have to follow them.
Onların talimatlarına uymak zorundayız.
- We have to follow their instructions.
Aşağıdaki cümleleri Japoncaya çevir.
- Translate the following sentences into Japanese.
Önceki hayatınızda kim olabileceğinizi öğrenmek için aşağıdaki formu doldurunuz.
- Complete the following form to know who you could have been in a previous life.
Tom birinin kendisini izleyip izlemediğini görmek için omzunun üzerinden baktı.
- Tom looked over to his shoulder to see if anyone was following him.
Tom'un bizi izlemeyi bırakmasını istedim.
- I asked Tom to stop following us.
Sorular sormayın. Sadece emirlere uyun.
- Don't ask questions. Just follow orders.
Lütfen hemşirenin emirlerine uyun.
- Please follow the nurse's directions.
Buradan canlı çıkmak istiyorsan, beni izle.
- If you want to get out of here alive, follow me.
The opera singer expanded his audience by singing songs from the shows.
Follow these instructions to the letter.
Follow that car!.
Following the meeting, we all had a chat.
He had a loyal following.
See the following section.
The following wind sped us on our way.
... And this young man in October of his freshman year said something like the following. “The ...
... it belonged to loose confederation prior to the following in jefferson domination ...