flaw, fault, defect

listen to the pronunciation of flaw, fault, defect
English - Turkish

Definition of flaw, fault, defect in English Turkish dictionary

blemish
{i} leke

Salmonella salgınları ıspanak ithalatçılarının temiz fabrika çalıştırma itibarını lekeledi. - Salmonella outbreaks blemished spinach importers' reputation for running clean factories.

Henüz küçük bir leke var. - There is yet one minor blemish.

blemish
lekele

Salmonella salgınları ıspanak ithalatçılarının temiz fabrika çalıştırma itibarını lekeledi. - Salmonella outbreaks blemished spinach importers' reputation for running clean factories.

blemish
{f} bozmak
blemish
kusur,v.güzelliğini boz: n.leke
flaw, defect
defo
blemish
çirkinleştirmek
blemish
güzelliğini bozmak
blemish
lekelemek
blemish
güzelliği bozan leke/kusur/bozukluk
blemish
güzelliğine halel getirmek
blemish
{f} güzelliğini boz
blemish
(Tıp) Leke, çevresine oranla renk farkı gösteren sınırlı bölge, estetiği bozan bu cins herhangi bir kusur veya anomali
blemish
{i} hata
blemish
{i} kusur
blemish
{f} karalamak
English - English
{i} blemish
flaw, fault, defect
Favorites