Turkish - English
Definition of flaş in Turkish English dictionary
- {i} flash
The flash wasn't working, so he couldn't take a picture in the dark.
-Flaş çalışmıyordu, bu yüzden o karanlıkta resim çekemedi.
I saw flashes of lightning in the distance.
-Uzaktan yıldırım flaşları gördüm.
- flash, news flash
- flash gun
- flash, flashlight; flashbulb
- phot. flashbulb; flash lamp; flashgun
- photoflash
- phot. flash
- flashlight
- flashbulb
- flashcube
- flaş ampulü
- flashbulb
- flaş haber
- flash news
- flaş haber
- news flash
- flaş için ampul rica ediyorum
- I would like some flashbulbs
- flaş için pil
- flashlight battery
- flaş için piliniz var mı
- Have you got any flashlight batteries
- flaş kartı
- flash card
- flaş kullanabilir miyim
- May I use a flash
- flaş kullanmayın
- No flash photography
- flaş lâmbası
- flashbulb
- flaş lâmbası
- blinker
- flaş lâmbası
- photoflash lamp
- bu kamera için flaş kartı arıyorum
- I need a flash card for this camera
- elektronik flaş
- electronic flash
- elektronik flaş
- strobe
- havai fişek; cep feneri, flaş, ani parıldama
- (Askeri) flare patterns; flash
- kompakt flaş
- compact flash
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of flaş in Turkish Turkish dictionary
- Gösterişe, ilgiye düşkün
- Fotoğraf çekiminde güçlü parıltıya ihtiyaç duyulduğunda kullanılan lamba. İletişimde üstünlüğü, önceliği olan önemli haber
- Fotoğraf çekiminde ışık yeterli olmadığında bir görüntüyü net almak için kullanılan çok kısa süreli ve güçlü parıltı