fiziki

Turkish - English

Definition of fiziki in Turkish English dictionary: physical; (Kanun) tangible
fiziki özellik: physical feature
fiziki emniyet ihlalleri: (Askeri) breaches of physical security
fiziki güvenlik: physical security
fiziki muayene: (Ticaret) physical inspection
fiziki olarak birine benzemek: take after
fiziki uygunluk: (Askeri) physical fitness
fiziki varlık: (Ticaret) physical asset
fiziki yeterlilik: (Askeri) physical fitness
fiziki harita: physical map
fiziki araçlar: (Askeri) physical means
fiziki arz: (Ticaret) physical supply
fiziki aşınma: (Ticaret) physical depreciation
fiziki aşınma: (Ticaret) observed depreciation
fiziki bilimler: physical science
fiziki bir iş yapmak: turn one's hand
fiziki coğrafya: physiography
fiziki dayanıklılık: (Askeri) physical endurance
fiziki dağıtım fonksiyonu: (Ticaret) physical distribution function
fiziki dağıtım stratejisi: (Ticaret) physical distribution strategy
fiziki denetim: (Ticaret) physical check
fiziki durum: (Kanun) material condition
fiziki engellerin kaldırılması: (Hukuk) removal of physical barriers
fiziki envanter: (Ticaret) physical inventory
fiziki güvenlik planı: (Askeri) physical security plan
fiziki güvenlik programı: (Askeri) physical security programme
fiziki hasar: physical damage
fiziki iş yapmak: turn a hand
fiziki konum: physical position
fiziki konum: physical location
fiziki model: (Çevre) physical model
fiziki riskler: physiological risks
fiziki sayım: (Askeri) physical inventory
fiziki sermaye: (Ticaret) real capital
fiziki sondaj: (Çevre) physical logging
fiziki tedavi servisi: (Askeri) physical medicine service
fiziki varlıklar: (Ticaret) physical assets
fiziki varlığı olan: (Ticaret) real good
fiziki yapı: physical structure
fiziki yarı zaman: (Çevre) physical half-time
fiziki yeterlik testi: (Askeri) physical aptitude test
fiziki çıktı: (Ticaret) physical output
fiziki ürün: (Ticaret) tangible products
fiziki özellik: physical property
marjinal fiziki ürün: (Ticaret) marginal physical product

Turkish - Turkish

Definition of fiziki in Turkish Turkish dictionary: Fiziksel: "İstiyorum ki, binlerce yıldızcık parlasın, göz alıcı bir fiziki hadise vuku bulsun!"- R. H. Karay; Fiziksel
Bu bir fiziksel dayanıklılık testidir. - Bu bir fiziki metanet testidir.
fiziki coğrafya: Yeryüzünün dışında insan ve öteki varlıklar üzerine etki yapan doğal olayların doğuşunu, oluşumunu ve sonuçlarını inceleyen coğrafya bilimi
fiziki harita: Herhangi bir yerin dağlarını, ovalarını, platolarını, akarsularını, göllerini gösteren harita