fixend

listen to the pronunciation of fixend
English - Turkish

Definition of fixend in English Turkish dictionary

bearing
{i} alâka
bearing
duruş
bearing
taşıyan

Musa ilahi emirleri taşıyan dağdan indi. - Moses came down from the mountain bearing divine commandments.

bearing
{i} etki
bearing
içeren
bearing
bedenin duruşu
bearing
tahammül
bearing
yastık
bearing
rota
bearing
ürün verme
bearing
meyve verme

Meyve vermeden önce portakal ağaçları azahar adı verilen bir çiçekle çiçek açarlar. - Before bearing fruit, orange trees blossom with a flower called an azahar.

Meyve vermeden önce, portakal ağaçları turuncu çiçekleri ile çiçek açar. - Before bearing fruit, orange trees bloom with orange blossoms.

bearing
yatak
bearing
ilişki
bearing
doğurma
bearing
ürün
bearing
{i} üstlenme
bearing
{i} ilgi
bearing
{i} yatak, mil yatağı
bearing
(Tekstil) 1. yatak 2. rulman
German - English
fixing
selling bear
bearing
mainlining
being on the needle
shooting drugs