English - Turkish
Definition of fixed, settled, standing still in English Turkish dictionary
- stationary
- {s} hareketsiz
- stationary
- sabit
- stationary
- {s} değişmeyen
- stationary
- (Ticaret) değişmez
- stationary
- (sıfat) sabit, hareketsiz, değişmeyen, yerleşik, stasyoner, olduğu gibi kalan
- stationary
- (Biyokimya) yatışkın
- stationary
- muayyen
- stationary
- (Askeri) kararlılık
- stationary
- (Denizbilim) yatışkan
- stationary
- sabit, durağan
- stationary
- işlemeyen, çalışmayan (makine)
- stationary
- durağan,sabit
- stationary
- {s} stasyoner
- stationary
- (Tıp) Olduğu vaziyette kalan, ilerleme veya gerileme göstermeyen, stasyoner
- stationary
- ne ilerlemekte ne de gerilemekte olan
- stationary
- {s} hareket etmeyen, hareketsiz
- stationary
- belirli bir yerde bulunan er
- stationary
- muayyen bir kararda kalan
- stationary
- bir yerde daima kalan kimse veya şey
Related Terms
English - English
Definition of fixed, settled, standing still in English English dictionary
- {a} stationary
fixed, settled, standing still
Hyphenation
fixed, settled, stand·ing stillPronunciation
Resimler
History
Favorites