firm; solid; fixed; immovable; opposed to fluid

listen to the pronunciation of firm; solid; fixed; immovable; opposed to fluid
English - Turkish

Definition of firm; solid; fixed; immovable; opposed to fluid in English Turkish dictionary

constant
değişmez
constant
{s} sabit

Kapalı bir sistem içerisinde bulunan enerjilerin toplamı sabit kalır. - In a closed system the sum of the contained energies remains constant.

Gezegendeki su miktarı sabit kalır. - The amount of water in the planet remains constant.

constant
{s} daimi

Bu dünyada daimi tek şey değişimdir. - The only thing constant in this world is change.

Evi terk ettiğinden beri hayat onun için daimi bir mücadele haline geldi. - Life seems to have been a constant struggle for her ever since she left home.

constant
{s} sürekli

O çocuğun sürekli çığlığı saçlarımı ağarttı. - That child's constant screaming gives me gray hairs.

Onun sürekli şikâyet konuşması beni sinirlendirdi. - Her constant complaining speech irritated me.

constant
sabit olan şey
constant
kararlı
constant
aralıksız
constant
sabit katsayı
constant
değişmez katsayı
constant
hakikatli
constant
sebatkâr
constant
direşimli
constant
constantly daima
constant
{s} sadık
constant
(sıfat) daimi, sabit, değişmez, sürekli; ısrarlı, sebatlı, sadık, vefalı; durağan
constant
{s} sebatlı
constant
{s} vefalı
constant
{s} sürekli, devamlı
English - English
constant
firm; solid; fixed; immovable; opposed to fluid
Favorites