Ben okula vardığımda yarış zaten bitmişti.
- When I got to school, the race had already finished.
İş henüz bitmiş değil.
- The work is not finished yet.
Çalışmanın Tom'a ait bölümü tamamlanmış değil.
- Tom's part of the work isn't finished.
İşi bitirdikten sonra uğrayacağım.
- I'll come over after I finish the work.
İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.
- Apply two coats of the paint for a good finish.
Bitiş çizgisini en son geçen oydu.
- She was the last to cross the finishing line.
Bob bitiş çizgisine ilk önce ulaştı.
- Bob reached the finish line first.
Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
- Tom finished off the ice cream that was in the freezer.
Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
- Tom finished eating all the ice cream that was in the freezer.
Resim neredeyse bitti.
- The painting is all but finished.
O iş hemen hemen bitti.
- That job is pretty much finished.
Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
- It is utterly impossible to finish the work within a month.
Belgeleri tamamladın mı?
- Have you finished the papers?
İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.
- Apply two coats of the paint for a good finish.
Dışarı çıkmadan önce onu bitirmeliyim.
- I must finish it before I go out.
Bu işi bitirir bitirmez seninle birlikte olacağım.
- I'll be with you as soon as I finish this job.
Programa göre proje tamamlandı.
- They finished the project on schedule.
İşim zaten 15 Ocak'ta tamamlandı.
- My work was already finished on January 15th.
Ev ödevi bitirildikten sonra, Tom yatmaya gitti.
- His homework having been finished, Tom went to bed.
İşin dörtte üçü bitirildi.
- Three-quarters of the work was finished.
Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
- It is utterly impossible to finish the work within a month.
Tom evi bitirmek için ne kadar çok paraya ihtiyacı olacağını hesaplıyor.
- Tom is estimating how much money he'll need to finish the house.
Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
- Ann has just finished writing her report.
Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
- It is utterly impossible to finish the work within a month.
Resim onun tarafından zaten bitirilmişti.
- The picture has already been finished by him.
Onlar seksen millik yolculuğu tamamladılar.
- They finished eighty miles' journey.
Belgeleri tamamladın mı?
- Have you finished the papers?
Burada işimiz neredeyse bitmek üzere.
- We're just about finished here.
Raporla işim bitmek üzere.
- I'm just about finished with the report.
Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.
- My elder brother finished his homework very quickly.
Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
- Ann has just finished writing her report.
Birkaç son rötuş eklerim.
- I add a few finishing touches.
Tom tabloya birkaç son rötuşları ekledi.
- Tom added a few finishing touches to the painting.
Az önce zemini cilalamayı bitirdim.
- I've just finished waxing the floor.
Fadıl oradaki bütün işi tamamlamak için şantiyeye geri döndü.
- Fadil has returned to the construction site to finish all the job there.
Tom'a tamamlamak için yeterli zaman vermedin.
- You didn't give Tom enough time to finish.
Tom asla hiçbir şeyi tamamlamaz.
- Tom never finishes anything.
Tom eğitimini tamamlamadı.
- Tom hasn't finished his training.
Due to BSE, cows in the United Kingdom must be finished and slaughtered before 30 months of age.
Please finish your homework!.
The song has finished.
He finished the cabinet with two more layers of polyurethane.
... in my legislature ' only two voted against the plan by the time we were finished. ...
... all happened really fast, because I'm very impatient. Like, if I don't have a song finished, ...