Mali olarak ressama yardım ettiler.
- They assisted the painter financially.
O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
- He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
Aylardır, Amerika Birleşik Devletleri maliye politikası zayıf kredi ile karakterize edilmiştir.
- For months, United States fiscal policy has been characterized by weak credit.
Onlar 1997 mali yılı için bütçe üzerinde çalıştılar.
- They labored over the budget for the fiscal year 1997.
Tom otuz yaşından fazla ama o hâlâ mali bakımdan ailesine bağlı.
- Tom is over thirty, but he's still financially dependent on his parents.
Mali bakımdan karısına güveniyor.
- He relies on his wife financially.
Parasal sorunlar yaşıyor musunuz?
- Are you having financial problems?
Tom'un parasal sorunlar yaşadığının farkında mıydın?
- Were you aware Tom was having financial problems?
Tom, Mary ve John'un finansal durumlarını tartışmalarını dinlememeye çalıştı.
- Tom tried not to listen to Mary and John discussing their financial situation.
Tom bir finansal analist.
- Tom is a financial analyst.
Mali açıdan güvendeyim.
- I'm financially secure.
Mali açıdan bağımsız oldu.
- He became financially independent.