Tom'un pahalı zevkleri ailenin mali durumuna bir yük oluyordu.
- Tom's expensive tastes put a strain on the family's finances.
Mali durumlarınızı takip edin.
- Keep track of your finances.
Ev halkı, aynı yaşam alanını ve parayı paylaşan bir gruptur.
- A household is a group that shares the same living space and finances.
O evini finanse etmek için bankadan ödünç para aldı.
- He borrowed money from the bank to finance his home.
O, proje üzerinde yaptığı kaybı finanse etmek için erkek kardeşinden borç aldı.
- He borrowed from his brother to finance the loss he made on the project.
Bir finans uzmanı olduğunu iddia etti.
- He claimed to be an expert in finance.
Modern finans giderek karmaşık ve sofistike hale geliyor.
- Modern finance is becoming increasingly complicated and sophisticated.
Yetenekli maliye bakanının yaratıcılığı batmış ulusunun kurtulması için yardımcı oldu.
- The talented finance minister's ingenuity has helped his bankrupt nation to get out of the red.
Tom'un bir maliye diploması vardır.
- Tom has a degree in finance.
Hükümet eğitimi daha bol miktarda finanse etmeli.
- The government should finance education more abundantly.
O, proje üzerinde yaptığı kaybı finanse etmek için erkek kardeşinden borç aldı.
- He borrowed from his brother to finance the loss he made on the project.
Mali durumlarınızı takip edin.
- Keep track of your finances.
Tom'un pahalı zevkleri ailenin mali durumuna bir yük oluyordu.
- Tom's expensive tastes put a strain on the family's finances.
He financed his home purchase through a local credit union.
... about our long-term finances. ...
... We've got to stabilize our finances, ...