Buna karşın haklıydı.
- He was right after all.
O, buna karşın geçmedi.
- He didn't pass after all.
Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.
- I tried many things but failed after all.
Jane yine de onu almadı.
- Jane didn't buy it after all.
Nihayet bebeğin bir kız olduğu ortaya çıktı.
- The baby turned out to be a girl after all.
Nihayet yardımına ihtiyacımız olacak.
- We're going to need your help after all.
Sonuç olarak dünya 21 Aralıkta sona ermedi gibi görünüyor.
- It looks like the world didn't end on December 21st after all.
Sonuç olarak o gelmedi.
- After all she did not come.
Nihayetinde o bir çocuk.
- She is a child after all.