O, nihayet IBM'in başkanı oldu.
- He finally became the president of IBM.
Tamam, pekala, Willie nihayet kabul etti.
- Well, OK, Willie finally agreed.
Tom ve Mary en sonunda yalnız kalmışlardı.
- Tom and Mary were finally alone.
Tom en sonunda Mary'yi yeni bir bilgisayar alması için ikna etti.
- Tom finally talked Mary into buying a new computer.
Dişi aslan sonunda ceylanı kovaladı.
- The lioness finally gave chase to the gazelle.
Sonunda onu polise teslim etmeye karar verdik.
- We finally decided to give him over to the police.
Tom ve Mary nihayet tamamen yalnızdı.
- Tom and Mary were finally completely alone.
Bir bebek olarak dört ayak üzerinde emekler, sonra iki bacak üstünde yürümeyi öğrenir, sonunda yaşlılıkta bir değneye ihtiyacı olur.
- It crawls on all fours as a baby, then learns to walk on two legs, and finally needs a cane in old age.
Tom sonunda Mary'den bir ders kitabı aldı.
- Tom finally got a text from Mary.
İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem.
- In English there are eight main parts of speech: noun, verb, adjective, adverb, pronoun, preposition, conjunction and finally interjection.
Son olarak, delegeler oy kullandı.
- Finally, the delegates voted.
Ben müteahhitlerle konuşuncaya kadar nihai maliyeti hesaplayamam.
- I cannot calculate the final cost until I talk with our contractors.
O, nihai taslakla meşguldür.
- He is busy with the final draft.
Dişi aslan sonunda ceylanı kovaladı.
- The lioness finally gave chase to the gazelle.
Açlıktan ve yorgunluktan dolayı, köpek sonunda öldü.
- Because of hunger and fatigue, the dog finally died.
Planlar henüz kesinleşmiş değil.
- Plans haven't yet been finalized.
Mahkemenin kararı kesindir.
- The court's decision is final.
İlerlememize engel olan şeyler eninde sonunda kaldırıldı.
- The obstacles to our progress have been removed at last.
Gazetelere göre adam sonunda itiraf etti.
- According to the papers, the man has finally confessed.
Sonunda oturmak ve gazete okumak için zaman buldum.
- I finally found time to sit down and read the newspaper.
Henüz hiçbir şey bitmiş değil.
- Nothing is final yet.
Açlıktan ve yorgunluktan dolayı, köpek sonunda öldü.
- With hunger and fatigue, the dog died at last.
Sonunda aklıma güzel bir fikir geldi.
- At last a good idea struck me.
Katil sonunda dün gece yakalandı.
- The murderer was finally caught last night.
Nihayet, Mario prensesin sevgisini kazanmayı başardı.
- At last, Mario managed to win the princess's love.
Nihayet, çalışmayı sona erdirdiler.
- At last, they ceased working.
Dişi aslan sonunda ceylanı kovaladı.
- The lioness finally gave chase to the gazelle.
Açlıktan ve yorgunluktan dolayı, köpek sonunda öldü.
- Because of hunger and fatigue, the dog finally died.
Final notuna gelince, bu senin final sınavına bağlı.
- As to your final grade, that depends on your final examination.
Bu öğleden sonra final sınavına hazırlanacağım.
- I'm going to prepare for the final exams this afternoon.
En sonunda kafa karıştıran labirentten dışarı çıkabildim.
- I finally found my way out of the confusing maze.
Tom en sonunda Mary'yi yeni bir bilgisayar alması için ikna etti.
- Tom finally talked Mary into buying a new computer.
Finally, I washed my dog.
The question of his long-term success has now been finally settled.
The contest was long, but the Romans finally conquered.
The rains, which are still falling, have endly allayed this evil.
The shots were included as part of BBC natural history producer Fergus Beeley nature diary from Beinn Eighe’s National Nature Reserve show water being blown back uphill on a windy day in Torridon. They have been picked up by the media as an ‘and finally’ and widely circulated.
Jim is studying hard for his finals.
- Jim, finaller için sıkı çalışıyor.
Tom was eliminated before he got to the finals.
- Tom finallere yükselemeden elendi.
The finale was so good, that I rewatched it many times.
- Final o kadar iyiydi ki onu defalarca yeniden izledim.
The finale of The Sopranos, which aired in 2007, had 11.9 million Americans glued to their TV sets.
- 2007 yılında yayınlanan The Sopranos finali, 11,9 milyon Amerikalıyı televizyonlarına yapıştırılmıştı.
... going to help somebody who's got a pre-existing condition be able to finally buy insurance. ...
... So he finally went to his doctors and he said, I've got ...