You can't just decide things unilaterally like that. We have to come to a consensus.
- Tek taraflı olarak işlere karar veremezsin. Bir fikir birliğine varmalıyız.
My friend put forward a good suggestion.
- Arkadaşım iyi bir fikir ileri sürdü.
May I make a suggestion?
- Fikir verebilir miyim?
The answer misses the point.
- Cevap ana fikirden uzaktır.
Their views vary on the subject.
- Konudaki fikirleri değişik.
Tom always tries to keep an open mind.
- Tom, her zaman açık fikirli olmaya çalışıyor.
A good idea came across his mind at the last moment.
- Son anda aklına iyi bir fikir geldi.
A good idea came across my mind.
- Aklıma iyi bir fikir geldi.
Colorless green ideas sleep furiously.
- Renksiz yeşil fikirler öfkeli bir şekilde uyur.
No one wants to listen to my opinions.
- Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
There was a violent clash of opinions between the two leaders.
- İki lider arasında şiddetli bir fikir çatışması vardı.
Those ideas are alien to our way of thinking.
- Bu fikirler düşünme tarzımıza yabancı.
I had been thinking about our new project for two weeks, but I couldn't come up with a good idea.
- Ben iki haftadır yeni projemiz hakkında düşünüyorum. Fakat iyi bir fikir sunamadım.
I have an idea aboult economic crisis.
Tom should ask Mary for advice.
- Tom Mary'ye fikir sormalıdır.
Don't forget that wrong conceptions lead to wrong conclusions.
- Yanlış fikirlerin yanlış sonuçlara götürdüğünü unutma.
We had better do away with such a fixed idea.
- Böyle bir sabit fikirden kurtulsak iyi olur.