Şiven çok iyi. Her zaman İngiliz diye geçinebilirsin.
- Your accent is excellent. You'd pass for an Englishman any time.
Tom'un şivesiyle alay ettim.
- I made fun of Tom's accent.
Tom Mary'nin aksanına göre onun muhtemelen İrlandalı olduğunu söyleyebiliyordu.
- Tom could tell by Mary's accent that she was probably from Ireland.
O,İngilizceyi istikrarlı bir Alman aksanıyla konuşur.
- He speaks English with a strong German accent.
Esperanto'da sondan ikinci hece vurguludur.
- In Esperanto, the second-to-last syllable is accentuated.
'Avustralya' kelimesinde vurgu nerede?
- Where is the accent on the word 'Australia?'
At this hotel, the accent is on luxury.