fig.: to make empty; to deprive

listen to the pronunciation of fig.: to make empty; to deprive
English - Turkish

Definition of fig.: to make empty; to deprive in English Turkish dictionary

evacuate
tahliye etmek

Tahliye etmek için hâlâ zamanımız var. - We still have time to evacuate.

Hâlâ tahliye etmek için zaman var. - There's still time to evacuate.

evacuate
(Askeri) BOŞALTMAK: Personel, hayvan veya malzemeyi herhangi bir yerden veya mevkiden çekmek
evacuate
{f} (insanları) (bir yerden) almak, götürmek; (bir yeri) boşaltmak
evacuate
bağırsakları boşaltmak
evacuate
(Tıp) Vücuttan çıkarmak, boşaltmak
evacuate
boşalt

Binada bir yangın var. Hemen boşaltmalıyız. - There's a fire in the building. We have to evacuate immediately.

Onları boşaltmıyorum. - I don't evacuate them.

evacuate
{f} (bağırsakları) boşaltmak
evacuate
havasını almak
evacuate
dışarı atmak
evacuate
ifraz etmek
evacuate
(neredense insanları) boşaltmak
evacuate
tehlikeden uzaklaştırmak
evacuate
{f} vücuttan dışarı atmak
evacuate
(İnşaat) boşaltma, tahliye etme
evacuate
{f} boşaltmak

Boşaltmak zorundayız. Bir tornado geliyor. - We have to evacuate. A tornado's coming.

English - English
evacuate
fig.: to make empty; to deprive
Favorites