fibel

listen to the pronunciation of fibel
German - Turkish
[die] alfabe (kitabı)
English - Turkish

Definition of fibel in English Turkish dictionary

brooch
broş

Bu broş senin kazağına iyi gider. - This brooch goes well with your sweater.

Marilla o gün her zamanki gibi kilise için ametist broşunu taktı. - Marilla wore her amethyst brooch to church that day as usual.

clasp
{i} toka

Gerdanlığının tokasını kapadı. - She fastened the clasp of her necklace.

brooch
süs iğnesi
clasp
kopça
clasp
sıkıca tutmak
brooch
iğne
brooch
göğse takılan süs iğnesi
brooch
{i} iğne (süs)
clasp
{f} kucaklamak
clasp
clasp knife büyük çakı
clasp
{i} tokalaşma
clasp
{i} sıkma
clasp
(Tıp) Protez'in diş üzerine veya diş etine tutunmasını sağlayan bölümü
clasp
{f} sarılmak
clasp
(Tıp) Kırık kemki uçlarını birbirine tutturmada kullanılan araç
clasp
kopçala/sık/kavra
clasp
{f} kavramak
German - English
fibula
clasp
primer (old-fashioned)
brooch
dress clasp
spelling book
Fibel (veraltend)
manual