Bunun felaket anlamına geleceğini biliyorlardı.
- They knew this would mean disaster.
Felaketten kıl payı kurtuldu.
- He narrowly escaped the disaster.
Bunun felaket anlamına geleceğini biliyorlardı.
- They knew this would mean disaster.
Depremler ve seller doğal felaketlerdir.
- Earthquakes and floods are natural disasters.
Sadece ona bak, o bir afet gibi görünüyor.
- Just look at her, she looks like a disaster!
Kötümserler her fırsatta felaketler bulurken iyimserler afetlerde fırsatlar görürler.
- Optimists see opportunities in disasters while pessimists find disasters in every opportunity.