fi̇dye

listen to the pronunciation of fi̇dye
Turkish - English

Definition of fi̇dye in Turkish English dictionary

fidye
ransom

The ransom money was stolen before it was delivered to Tom's kidnappers. - Fidye karşılığı Tom'u kaçıranlara teslim edilmeden önce çalındı.

Tom refused to pay the ransom. - Tom fidyeyi ödemeyi reddetti.

fidye
ransom money

The ransom money was stolen before it was delivered to Tom's kidnappers. - Fidye karşılığı Tom'u kaçıranlara teslim edilmeden önce çalındı.

fidye
ransom kurtulmalık
fidye için alıkoymak
(Politika, Siyaset) kidnap
fidye için birini kaçırmak
kidnap
fidye vererek kurtarmak
(Ticaret) buy off
fidye vererek kurtarmak
redeem
fidye vermek
pay a ransom
fidye ödeyerek kurtarmak
ransom
fidye ödeyerek kurtarılan
ransomed
fidye ile kurtarmak
to ransom
fidye ile kurtulma
ransom
fidye istemek
demand a ransom
fidye istemek
demand a ransom from somebody
fidye istemek
to demand a ransom (from sb)
fidye için kaldırılmış
kidnaped
fidye karşılığı bırakmak
ransom
fidye sigortası
(Sigorta) ransom insurance
fidye ve kaçırma
(Sigorta) ransom and kidnap
fidye verip kurtarmak
redeem
fidye verip kurtarmak
ransom
fidye vermek
to pay a ransom (for)
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Herhangi bir farzından birini yerine getirmeye gücü olmayan bir kimsenin Cenâb-ı Hak'tan özür dilemek kasdı ile, verdiği para veya sadaka
(Osmanlı Dönemi) Esir veya kölelikten kurtulmak için verilen para
(Osmanlı Dönemi) Fık: Fakirin sabahlı akşamlı bir günlük yiyeceği
fidye
Kurtulmalık
fidye
Tutsak edilen veya rehin alınan bir kimsenin serbest bırakılması için istenen para, kurtulmalık
fidye
Fakirin sabahlı akşamlı bir günlük yiyeceği
fidye
Tutsak edilen veya rehin alınan bir kimsenin serbest bırakılması için istenen para, kurtulmalık: "Baskı altında tutulduğunu bilip fidye vaat ederek seni kaçıracak birini aramışım."- K. Bilbaşar
English - Turkish

Definition of fi̇dye in English Turkish dictionary

ransom fidye
fidye ödeyerek kurtarmak
fi̇dye
Favorites