fezleke

listen to the pronunciation of fezleke
Turkish - English
summary proceedings
summary of a cross-examination, police report
Turkish - Turkish
(Hukuk) Bir soruşturma ve yargılama tutanağının özü; özeti
(Osmanlı Dönemi) Hülâsa. Netice. Öz. İcmâl
(Osmanlı Dönemi) Hesap listesinde netice.S - Gerek Kur'an-ı Kerim olsun, gerek tefsiri olan Hadis-i Şerif olsun; her fenden, her ilimden birer fezleke almışlardır. Bir kitab veya bir şahsın yalnız fezlekeleri ihata etmekle harika olması lâzım gelmez. Bir şahıs, pek çok fezlekeleri ihata edebilir?C - Bahsettiğimiz fezleke, sellemehüsselâm fezlekeler değildir. Ancak, hüsn-ü isabetle münasib bir mevkide ve münbit bir yerde, işitilmemiş çok işaretleri tazammun etmekle istimal ve zer' edilen fezlek
Özet, hülâsa
(Osmanlı Dönemi) özet, hülâsa, netice, icmal; hesap listesindeki netice
Bir kararın kısaca yazılması
Tahkikat evrakı
fezleke
Favorites