fevkaladelik

listen to the pronunciation of fevkaladelik
Turkish - English
extraordinary
singularity, being extraordinary or exceptional
unique or individual quality
uniqueness; peculiarity
quality of being singular
singularity
singularity, being extraordinary olağanüstülük
unusualness
extraordinariness
wonderful
unusual
fevkalade
{s} exceptional

Exceptional patience is required. - Fevkalade sabır gereklidir.

fevkalade
extraordinary
fevkalade
marvellous
fevkalade
magnificent
fevkalade
{s} marvelous

You'll have a marvelous time. - Fevkalade vakit geçireceksin.

fevkalade
remarkable

Tom is a remarkable young man. - Tom fevkalade genç bir adam.

You've done a remarkable job. - Fevkalade bir iş yaptın.

fevkalade
exceptionally
fevkalade
supremely
fevkalade
proper
fevkalade
fabulous
fevkalade
ducky
fevkalade
extra

Tom felt extraordinarily happy. - Tom fevkalade mutlu hissetti.

fevkalade
prodigious
fevkalade
prodigiously
fevkalade
magical

Wishing you a magical and memorable Christmas! - Fevkalade ve unutulmaz bir Noel dileriz!

fevkalade
singular
fevkalade
extraordinarily
fevkalade
that takes the cake
fevkalade
par excellence
fevkalade
extraordinary, exceptional, unusual
fevkalade
Wonderful!/Great!/Super!
fevkalade
wondrous
fevkalade
extraordinary; exceptional, remarkable; wonderful, marvellous, great, very good; unusually, extraordinarily
fevkalade
out of this world
fevkalade
unusually, extremely, exceptionally
fevkalade
fantastically
fevkalade
divine
fevkalade
terrific
fevkalade
stunning
fevkalade
splendid
fevkalade
glorious
fevkalade
uncommon
fevkalade
unco
fevkalade
wonderful
fevkalade
mighty
fevkalade
corking
fevkalade
parexcellence
fevkalade
surpass
fevkalâde
exceed
Turkish - Turkish
Olağanüstülük, olağandan farklı olma durumu: "Esrarkeşin hâlinde geçen gecekine benzemeyen bir fevkaladelik sezdi."- P. Safa
Olağanüstülük, olağandan farklı olma durumu
FEVKALÂDE
(Osmanlı Dönemi) Âdetin fevkinde. Ayrıca, hususi surette. Bilinenlerin üstünde. Müstesna ve yüksek bir surette
fevkalade
Alışılmış olandan ayrı, olağanüstü, beklenmedik, görülmedik, işitilmedik
fevkalade
Alışılmış olandan ayrı, olağanüstü, beklenmedik, görülmedik, işitilmedik: "Çok güzel bir kadın, kumral, orta boylu ama çok mütenasip, fevkalade endamlı."- R. H. Karay
fevkalade
Aşırı, çok fazla
fevkalade
Çok iyi, çok üstün, çok güzel
fevkalade
Aşırı, çok fazla: "Eski kâtibe, şimdi fevkalade şık giyiniyormuş."- H. Taner. "Çok iyi, çok üstün, çok güzel" anlamında bir söz
fevkalâde
(Osmanlı Dönemi) olağanüstü