fest geworden

listen to the pronunciation of fest geworden
English - Turkish

Definition of fest geworden in English Turkish dictionary

gelled
jelleşmiş
set
pekiştirmek
set
kışkırtmak
set
girişmek
set
(Sinema) plato
set
belirginleştirmek
set
kararlı
set
belirlenmiş
set
koleksiyon
set
{f} ayarlamak

Tom'un her gece yatmaya gitmeden önce yaptığı son şey çalar saatini ayarlamaktır. - The last thing Tom does every night before going to sleep is set his alarm clock.

Yatmaya gitmeden önce çalar saati ayarlamak zorundasın. - You've got to set the alarm clock before you go to bed.

set
{f} batmak

Güneş batmak üzeredir. - The sun is about to set.

Güneş batmak üzereydi. - The sun was about to set.

set
{f} dikmek
set
{f} süslemek
set
{i} mat. küme
set
set square gönye
set
{i} batış

Tom ve Mary, güneşin okyanus üzerinde batışını izledi. - Tom and Mary watched the sun set over the ocean.

Adam ufkun altında güneşin batışını izledi. - The man watched the sun set below the horizon.

set
(isim) set, seri, dizi, takım, yemek takımı, sahne, topluluk, grup, zümre, durum, hal, eğilim, gidiş yönü, gidişat, batma, vaziyet, batış, fide, fidan, yuva (porsuk vb.), alıcı
set
{i} durum

Bu durum sadece savaşla halledilebilirdi. - The situation could only be settled by war.

German - English
fest geworden
Favorites