Tom's apartment is spacious.
- Tom'un dairesi ferahtır.
The children occupied the large and spacious classroom.
- Çocuklar geniş ve ferah sınıf işgal etti.
I found the suites capacious, the sofas commodious, the sandwiches copious.
- Ben, suitleri ferah, kanapeleri geniş sandviçleri bol buldum.
I found the suites capacious, the sofas commodious, the sandwiches copious.
- Ben, suitleri ferah, kanapeleri geniş sandviçleri bol buldum.