The windows are decorated with lanterns.
- Pencereler fenerlerle dekore edilmiştir.
Tom is a lighthouse keeper and leads a lonely life.
- Tom, deniz feneri bekçisi ve yalnız bir hayat sürüyor.
Do you still want to go to the lighthouse?
- Hâlâ deniz fenerine gitmek istiyor musun?
Do not show a torch to a blind man walking in the dark.
- Karanlıkta yürüyen kör bir adama el feneri tutma.
Could someone get the lights?
- Birisi fenerleri alabilir mi?
I bought an ancient lamp.
- Çok eski bir fener satın aldım.