Onların işi kurumuş ağaçları kesip devirmek.
- Their job is to fell the dead trees.
Tom derin bir uykuya daldı.
- Tom fell into a deep sleep.
O derin bir uykuya daldı.
- He fell into a deep sleep.
O suya tepetaklak düştü.
- He fell head over heels into the water.
Komşunun çocuğu bir ağaçtan tepe üstü düştü.
- The boy next door fell head first from a tree.
Tom düştü ve kolunu kırdı.
- Tom fell and broke his arm.
Düştü ve sol bacağını kırdı.
- She fell down and broke her left leg.
O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.
- He approached and fell on his knees.
Düşen at boynunu kırdı.
- The horse broke its neck when it fell.
Onların işi kurumuş ağaçları kesip devirmek.
- Their job is to fell the dead trees.
Merdiven çöktü ve o düştü.
- The stairs collapsed and he fell.
Korkuluk çöktü ve birkaç kişi yere düştü.
- The balustrade gave way and several people fell to the ground.
Sonbaharda Paris'e gidiyorum.
- I'm going to Paris in the fall.
Gariptir, bu sonbaharda çok sayıda pembe dizi izliyorum.
- Oddly, I've been watching a lot of telenovelas this fall.
O, düşüşten sonra topal oldu.
- He was lame after the fall.
Bir tente onun düşüşünü kırdı ve onun hayatını kurtardı.
- An awning broke his fall and saved his life.
Kötü alışkanlıklara düşmek kolaydır.
- It's easy to fall into bad habits.
Neyse ki bir dalı tuttum ve düşmekten kurtuldum.
- Luckily, I got hold of a branch and was saved from falling.
Konferansın ortasında uyuya kaldık.
- I fell asleep in the middle of the lecture.
Radyo dinlerken uyuya kaldım.
- I fell asleep while listening to the radio.
Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.
- Sales fell off in the third quarter.
Bizim planlar son dakikada suya düştü.
- Our plans fell through at the last minute.
Üzerinde çalıştığım anlaşma suya düştü.
- The deal I was working on fell through.
Saçınız dökülmeye başlayacaktır.
- Your hair will start to fall out.
Hans Berlin duvarının yıkılmasını hatırlayacak kadar yaşlıyım dedi.
- I'm old enough to remember the fall of the Berlin wall, said Hans.
Tüm masraflar sponsora düşecektir.
- All the expenses will fall on the sponsor.
Newton bir elmanın ağaçtan düştüğünü gördü.
- Newton saw an apple fall off a tree.
Kilise katılımı düştü.
- Church participation has fallen.
Sami o kategorideki insanlar arasında yer alır.
- Sami falls into that category of people.
Uykuya dalmak elimde değildi.
- I couldn't help falling asleep.
Bu fırtınalı yaz gecelerinde uykuya dalmak zordur.
- It's hard to fall asleep on stormy summer nights.
Kötü alışkanlıklara düşmek kolaydır.
- It's easy to fall into bad habits.
Gökkubbe onun üzerine düşmesin.
- May the firmament not fall upon him.
Romalılar, imparatorluğun çöküşünü istemedi, ama oldu.
- Romans did not wish for the fall of their empire, but it happened.
İmparatorluğun çöküşü kaçınılmazdı.
- The fall of the empire was inevitable.
Tom tanıştığı her güzel kıza aşık olur.
- Tom falls in love with every beautiful girl he meets.
Orman sonbaharda çok güzeldir.
- The forest is very beautiful in the fall.
Anadili olarak konuşan kişi sayısı 10'dan aza düştüğünde bir dil ölü olarak kabul edilir.
- A language is considered dead when the number of native speakers falls to less than 10.
Bay Jones ders esnasında uyuduğum için beni azarladı.
- Mr. Jones reprimanded me for falling asleep during class.
Kaldırım dökülen yapraklarla kaplıydı.
- The sidewalk was covered with fallen leaves.
Ağacın bütün yaprakları döküldü.
- The tree's leaves have all fallen.
O tekrar hastalanmaktan korkuyor.
- She is afraid of falling ill again.
Orada harika bir şelale gördüm.
- I saw a wonderful fall there.
Bu kulübe çökme tehlikesinde.
- This hut is in danger of falling down.
O zeki küçük bir arkadaştır.
- He's a smart little feller.
Sen güçlü iyi bir arkadaşsın.
- You're a mighty good feller.
To fell seam allowances, catch the lining underneath before emerging 1/4 (6mm) ahead, and 1/8 (3mm) to 1/4 (6mm) into the seam allowance.
This is a monument to all those who fell in the First World War.
And so it falls to me to make this important decision.
Rome fell to the Goths in 410 AD.
Thrown from a cliff, the stone fell 100 feet before hitting the ground.
He set up his rival to take the fall.
Our senator fell into disrepute because of the banking scandal.
the fall of Rome.
Ghoaſt . / To morrow in the battaile thinke on me, / And fall thy edgeleſſe ſword, diſpaire and die.
She has fallen ill.
Ioues dreaded thunder light / Does scorch not halfe so sore, nor damned ghoste / In flaming Phlegeton does not so felly roste.
they might be hanging about there or simply marauders ready to decamp with whatever boodle they could in one fell swoop at a moment's notice, your money or your life, leaving you there to point a moral, gagged and garrotted.
The coach said, We were doing well for a while, but they got tired and then the wheels fell off..
... THE TEACHER THAT FELL ASLEEP DURING DETENTION ...
... very very fair point but the danger is that actually people fell in love with ...