Turkish - English
Definition of feleğin in Turkish English dictionary
- feleğin çemberinden geçmek
- Go through the mill
- feleğin çemberinden geçmek
- to go through the mill
- felek
- {i} destiny
- felek
- (Askeri) craddle
- felek
- firmament, heavens
- felek
- fate
- felek
- fate, destiny
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of feleğin in Turkish Turkish dictionary
- felek
- (Astroloji) Teker
- FELEK
- (Osmanlı Dönemi) Dünyâ, âlem
- FELEK
- (Osmanlı Dönemi) Yuvarlak kütük, kızak.(Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azimetten. N. Kemal)
- FELEK
- (Osmanlı Dönemi) Bir zilli âlet
- FELEK
- (Osmanlı Dönemi) Tâli', baht
- FELEK
- (Osmanlı Dönemi) Her gök seyyaresinin gezdiği âlem
- FELEK
- (Osmanlı Dönemi) Büyük ve dâirevi olan şey
- FELEK
- (Osmanlı Dönemi) Gök, gök katı, devir
- Felek
- (Osmanlı Dönemi) ASUMAN
- felek
- bakınız: filenk
- felek
- Talih, baht, şans: "Felek oyun etmişti onlara, yiğitlerden ikisi uyuya kaldı."- C. Meriç
- felek
- Kayığın kolayca yüzdürülmesi ya da karaya çekilmesi için üzerine donyağı sürülen ortası kertikli ağaçlar
- felek
- Talih, baht, şans
- felek
- Askerî mızıkada zilli bir müzik aracı. bakınız filenk
- felek
- (Osmanlı Dönemi) gök, gök katı, dünya, âlem
- felek
- Dünya, âlem
- felek
- Askerî mızıkada zilli bir müzik aracı
- felek
- Gök, gökyüzü, sema
Related Terms
feleğin
Hyphenation
fe·le·ğinResimler
History
Favorites