John çok uzun boylu. O, yaklaşık yedi fit duruyor.
- John is very tall. He stands about seven feet.
Tom'un atışı hedefi iki fitle ıskaladı.
- Tom's shot missed the target by two feet.
Bir çalışma ile ulaşılan sonuç ayaklarının pis koktuğunu düşünen insanların kötü kokan ayakları vardır; ayaklarının kötü kokmadığını düşünen insanların yoktur.
- The conclusion reached by a study is People who think their feet are smelly, have smelly feet; people who think they aren't, don't.
Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.
- I could scarcely stand on my feet.
Ayakkabıların çok küçük olduğu için ayakların şişmiş.
- Your feet are swollen because your shoes are too small.
Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
- After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
My dogs are barking! meaning My feet hurt!.
... Six meters is about 20 feet. And that would be a catastrophe in many respects including ...
... I'll wash his feet with my hair if he needs. ...