Bugün kendimi daha iyi hissediyorum.
- I'm feeling better today.
Çok daha iyi hissediyorum.
- I'm feeling a lot better.
Ben onun duygularını incitmiş olabilirim.
- I may have hurt his feelings.
Emin görünüyordu fakat onun iç duyguları tamamen farklıydı.
- He looked confident but his inner feelings were quite different.
Gittikten sonra, huzursuz hissetmeye başladı.
- After he left, she started feeling uneasy.
Tom'un iyi hissetmediğini derhal söyleyebilirim.
- I could tell right away that Tom wasn't feeling well.
Çok aç hissetmiyordum.
- I was not feeling very hungry.
Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.
- Feeling tired after his walk in the country, he took a nap.
Evin sallandığını hissederek caddeye doğru koştum.
- Feeling the house shake, I ran out into the street.
Bu sabah kendimi çok hasta hissederek uyandım.
- I awoke this morning feeling very ill.
Onun duygularına saygı duyun.
- Have respect for his feelings.
Tom'un sınavı geçmeyeceğine dair içgüdüsel bir sezgim var.
- I have a gut feeling that Tom won't pass the test.
Bunun hakkında kötü bir sezgim var.
- I have a bad feeling about that.
Bu konuda iyi bir izlenimim yok.
- I don't have a good feeling about this.
Onun sırrı bildiğine dair bir izlenimim var.
- I have a feeling that he knows the secret.
Hüzünlenmeyi seviyorum. Çoğu insanın üzücü duygudan kaçmaya çalıştığını biliyorum. Fakat sanırım bu yanlış.
- I like to feel sad. I know that most people try to avoid any kind of sad feeling. But I think that is wrong.
Sanırım Tom'un duygularını incittin.
- I think you've hurt Tom's feelings.
Kim saygı ve hayranlık hissi duymadan cesur insanların kahramanca eylemlerini okuyabilir?
- Who can read the heroic deeds of brave men without a feeling of respect and admiration?
Kim saygı ve hayranlık hissi duymadan cesur insanların kahramanca eylemlerini okuyabilir?
- Who can read the heroic deeds of brave men without a feeling of respect and admiration?
Tom Mary'nin ondan bir şey sakladığı hissini atlatamadı.
- Tom couldn't shake the feeling that Mary was hiding something from him.
The house gave me a feeling of dread.
Despite the rough voice, the coach is surprisingly feeling.
The wool on my arm produced a strange feeling.
He has no feeling for what he can say to somebody in such a fragile emotional condition.
You really hurt my feelings when you said that.
Many people still have feelings for their first love.
... It's always that same feeling of, like, oh, that's exactly what I meant. You know, if ...