English - Turkish
Definition of feeling, emotion; attitude, opinion; tender emotion in English Turkish dictionary
- sentiment
- duygu
Böyle duyguların hâlâ var olduğunu bilmiyordum bile.
-I didn't even know that these sentiments still existed.
Tom duygusal hissetmekten kendini alamadı.
-Tom couldn't help but feel sentimental.
- sentiment
- duyarlık
- sentiment
- fikir
- sentiment
- içlilik
- sentiment
- his
Tom duygusal hissetmekten kendini alamadı.
-Tom couldn't help but feel sentimental.
- sentiment
- kanı
- sentiment
- (çoğul) fikir, düşünce; mütalaa
- sentiment
- düşünce
Myanmar'da Çin karşıtı düşünceler artıyor.
-Anti-Chinese sentiment is on the rise in Myanmar.
- sentiment
- {i} duyarlılık
- sentiment
- {i} duygusallık
- sentiment
- {i} duygu, his; seziş
- sentiment
- mütalaa
- sentiment
- {i} hassaslık
- sentiment
- aşırı hassasiyet
- sentiment
- his inceliği
- sentiment
- (Tıp) Bir kişi veya bir madde üzerinde toplanan birgrup eğilim, his, duygu
Related Terms
English - English
Definition of feeling, emotion; attitude, opinion; tender emotion in English English dictionary
- {i} sentiment
feeling, emotion; attitude, opinion; tender emotion
Hyphenation
feeling, emotion; attitude, opinion; ten·der e·mo·tionPronunciation
Resimler
History
Favorites