feel or express a desire or hope concerning the future or fortune of

listen to the pronunciation of feel or express a desire or hope concerning the future or fortune of
English - Turkish

Definition of feel or express a desire or hope concerning the future or fortune of in English Turkish dictionary

wish
{f} dilemek

Özür dilemek istiyorum. - I wish to say a word of apology.

Sana iyi şans dilemek için geldim. - I came to wish you good luck.

wish
{i} arzu

Tanrı ile konuşma arzusu saçmadır. İdrak edemediğimiz birisiyle konuşamayız. - The wish to talk to God is absurd. We cannot talk to one we cannot comprehend.

Anne babasının arzusunun aksine şarkıcı oldu. - He became a singer against his parents wishes.

wish
{i} dilek

Üçüncü dilek mi? Adam şaşırdı. Birinci ve ikinci dileği dilememişsem, o nasıl üçüncü dilek olabilir ki? - Third wish? The man was baffled. How can it be a third wish if I haven't had a first and second wish?

Doğum gününde dilek tutmak bir Amerikan geleneğidir. - It's an American tradition to make a wish on your birthday.

wish
{i} istek

İnşallah isteklerin gerçekleşir. - I hope your wishes will come true.

O, ebeveynlerinin isteklerine karşı çıktı ve yabancı ile evlendi. - She went against her parent's wishes, and married the foreigner.

wish
{f} dile

O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi. - She wished she had been born twenty years earlier.

Tom'un Mary ile evlenmemiş olmayı dilediği zamanlar olmuştur. - There were times when Tom wished he hadn't married Mary.

wish
{f} 1. Dilek belirtir: I wish you'd shut up. Sen bir sussan. I wish they'd come today. Bugün bir gelseler. I wish they were coming today. Gönül
wish
{i} isteme

Kocanızla iletişim kurmayı istemenizi anlıyorum. - I understand you wish to contact your husband.

Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir. - Ken wishes to brush up his English.

wish
Dilek belirtir: I wish you'd shut up. Sen bir sussan. I wish they'd come today. Bugün bir gelseler. I wish they were coming today. Gönül
wish
istemek

Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir. - Ken wishes to brush up his English.

Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir. - Jane wishes she could see sumo in England.

wish
{i} umut
wish
{f} umut etmek
English - English
wish
feel or express a desire or hope concerning the future or fortune of

    Hyphenation

    feel or ex·press a de·sire or hope con·cern·ing the fu·ture or for·tune of

    Turkish pronunciation

    fil ır îkspres ı dîzayır ır hōp kınsırnîng dhi fyuçır ır fôrçun ıv

    Pronunciation

    /ˈfēl ər əkˈspres ə dəˈzīər ər ˈhōp kənˈsərnəɴɢ ᴛʜē ˈfyo͞oʧər ər ˈfôrʧo͞on əv/ /ˈfiːl ɜr ɪkˈsprɛs ə dɪˈzaɪɜr ɜr ˈhoʊp kənˈsɜrnɪŋ ðiː ˈfjuːʧɜr ɜr ˈfɔːrʧuːn əv/
Favorites