This photo is my favourite!
- Bu fotoğraf benim favorim.
Listening to music is my favourite relaxation.
- Müzik dinlemek benim favori istirahatimdir.
His favorite baseball team is the Giants, but he also likes the Lions.
- Onun favori beyzbol takımı Devler'dir, fakat o Aslanlar'ı da seviyor.
It's my favorite food.
- Bu benim favori yiyeceğim.
May I shave your sideburns?
- Ben Favorilerinizi tıraş edebilir miyim?
Tom grew his sideburns back.
- Tom favorilerini tekrar büyüttü.
Tom grew his sideburns back.
- Tom favorilerini tekrar büyüttü.
Tom has decided to grow sideburns.
- Tom favorilerini uzatmaya karar verdi.