O, kaderi ile yüzleşmeye hazırdı.
- She was ready to face her fate.
O, kaderini kabul etmek zorunda kaldı.
- She had to accept her fate.
Hiçbir amacı yokmuş gibi görünen ama var olmaktan başka bir kaderi olmadığı da açık olan bir sonsuzluktaki sonsuz gelecekte neler olacak?
- What will happen in the eternal future that seems to have no purpose, but clearly just manifested by fate?
Kocasıyla aynı akıbeti paylaştı.
- She shared her husband's fate.
Ölüm herkesin kaderidir.
- Death is everyone's fate.
Herkes aynı kaderi bekliyordu - ölüm.
- Everybody was waiting the same fate - death.
Tutsakların kaderi görüşmenin sonucuna göre değişir.
- The fate of the hostages depends on the result of the negotiation.
Son tanık mahkûmun kaderini belirledi.
- The last witness sealed the prisoner's fate.
you're tempting fate every time you drive that old wreck of a car.
The oracle's prediction fated Oedipus to kill his father, not all his striving could change what would occur.
Accept your fate.
It started with that fateful trip, history was never the same afterwards.
... find God with your machine? If so, I will vote for it." The entire fate of an $11 ...