farthest from the hole example: the player who is away plays first

listen to the pronunciation of farthest from the hole example: the player who is away plays first
English - Turkish

Definition of farthest from the hole example: the player who is away plays first in English Turkish dictionary

away
uzakta

İstasyon iki metre uzakta. - The station is two meters away.

Karım uzaktayken zor durumdaydım. - I am inconvenienced when my wife is away.

away
başka yere gitmişolmak
away
deplasman maçı
away
(zarf) uzakta, uzağa, uzak, durmadan, yok, bir yana, devamlı
away
{s} rakip sahada
away
devamlı
away
kapılmak
away
yok

Derhal yatmaya gitsen iyi olur, yoksa soğuk algınlığın daha da kötüleşir. - You had better go to bed right away, or your cold will get worse.

Onun kaçmaktan başka seçeneği yoktu. - He had no choice but to run away.

away
bir tarafa
away
bir yere

Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun? - Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?

Uzak bir yere gidelim. - Let's go somewhere far away.

away
buradan

Sanırım birkaç gün buradan uzaklaşmalıyız. - I think we should get away from here for a few days.

Beni buradan uzaklaştıracak bir tekne istiyorum. - I want a boat that'll take me far away from here.

away
-dan
away
deplasmanda oynanan
away
durmadan

Tüm öğleden sonra durmadan uyudum. - I slept the whole afternoon away.

away
-den
away
başka yönde
away
buradan, şuradan, oradan: Go away! Git buradan!
away
kesip atmak
away
carry away alıp götürmek
English - English
away
-away
farthest from the hole example: the player who is away plays first
Favorites