Getter Jaani'nin büyük bir hayranıyım.
- I'm a big fan of Getter Jaani.
Tatoeba'nın bir hayranıyım.
- I'm a fan of Tatoeba.
Taraftarlar, onun topu ağlara göndermesini izledi.
- The fans watched him kick the ball into the goal.
Stadyumda bir sürü coşkulu taraftar vardı.
- There were a lot of excited fans in the stadium.
Bir dergiyle kendimi yelpazelendiriyorum.
- I am fanning myself with a magazine.
Hava sıcakken bayanlar yelpaze kullanırlar.
- Ladies use fans when it is hot.
Vantilatör pervanelerinin üzerinde bir ton toz var.
- There's a ton of dust on top of the fan blades.
Tom vantilatörü kapattı.
- Tom turned off the fan.
Ben büyük bir golf tutkunuyum.
- I'm a huge fan of golf.
O bir balık tutma tutkunuydu.
- He was a fan of fishing.
Vantilatör pervanelerinin üzerinde bir ton toz var.
- There's a ton of dust on top of the fan blades.
Rüzgar alevleri körükledi.
- The wind fanned the flames.
Rüzgarla körüklendiği için, alevler her yöne yayıldı.
- Fanned by the strong wind, the flames spread in all directions.
Yabanmersini krebin büyük bir hayranı değilim.
- I'm not a big fan of blueberry pancakes.
Alice took up the fan and gloves, and, as the hall was very hot, she kept fanning herself all the time she went on talking.
... And I think that in a social way, my fans feel blue collar. ...
... >>Lady Gaga: And I truly see -- I truly see God in my fans. ...