Bu iyi bilinen bir gerçek. - It's a well-known fact.
Bu iyi bilinen bir gerçek.
It's a well-known fact.
Onun çok iyi bilinen bir aktris olduğu söylenilmektedir. - It's said that she's a well-known actress.
Onun çok iyi bilinen bir aktris olduğu söylenilmektedir.
It's said that she's a well-known actress.