Yeteneği ve sanatı olan bu dünyada ünlü olur.
- He who has skill and art, becomes famed in the world.
O bir soprano olarak ünlüdür.
- She is famed as a soprano.
Tolstoy dünya çapında bir ün kazandı.
- Tolstoy achieved worldwide fame.
Christopher Columbus, ün bulmadı. Christopher Columbus'u bulan ündü.
- Christopher Columbus did not find fame. It was fame who found Christopher Columbus.
Zenginlik ve şöhret umurumda değil.
- I don't care for wealth and fame.
Bazı insanlar şöhretin peşinden gider.
- Some people go after fame.
Kleopatra güzelliğiyle nam salmıştı.
- Cleopatra was famed for her beauty.