false; dishonest; fraudulent; as, crooked dealings

listen to the pronunciation of false; dishonest; fraudulent; as, crooked dealings
English - Turkish

Definition of false; dishonest; fraudulent; as, crooked dealings in English Turkish dictionary

crooked
{s} çarpık çurpuk
crooked
eğri

Eğri büğrü ağaç bile gölge verir. - Even crooked tree gives shade.

crooked
{s} çarpık

Benim çarpık dişlerim var. - I have crooked teeth.

Oğlumun ön dişleri çarpık çıktı. - My son's front teeth have come in crooked.

crooked
{s} eğri büğrü

Eğri büğrü ağaç bile gölge verir. - Even crooked tree gives shade.

crooked
{s} yamuk yumuk
crooked
çalık
crooked
(Diş Hekimliği) çapraşıklık
crooked
eğri çarpık
crooked
kıvrılmış
crooked
{s} deforme olmuş
crooked
{s} dolandırıcı
crooked
{s} hilekâr
crooked
yamuk
crooked
namussuz
crooked
{s} k.dili. dolandırıcı, üçkâğıtçı, düzenbaz, hilekâr
crooked
{s} virajlı
crooked
bükül/bük
crooked
{s} sahtekâr

Sami sahtekar bir polisti. - Sami was a crooked cop.

crooked
{f} bük: adj.eğri
crooked
{s} kargacık burgacık
English - English
crooked