Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

faithful, dedicated, loyal

listen to the pronunciation of faithful, dedicated, loyal
English - Turkish

Definition of faithful, dedicated, loyal in English Turkish dictionary

devoted
{s} özverili

Tom ve Mary çok özverili ebeveynlerdir. - Tom and Mary are very devoted parents.

Facebook sayesinde, sinsice izlemek artık birkaç özverili hayranın kalesi değildir ama yoğun ev kadını için bile oldukça uygun bir yüksek otomasyonlu görevdir. - Thanks to Facebook, stalking is no longer the bastion of a few devoted enthusiasts, but a highly automated task convenient enough even for the busy housewife.

devoted
{s} üzerine titreyen
devoted
{s} -e düşkün; -i seven
devoted
adanmış

Leyla babasına adanmıştı. - Layla was devoted to her father.

devoted
bağlı

Tom ve Mary birbirlerine çok bağlılar. - Tom and Mary are very devoted to each other.

O üç çocuğuna içten bağlıdır. - She is devoted to her three children.

devoted
{f} ada

O, gönüllü faaliyetine kendini adamış. - She devoted herself to the volunteer activity.

Emekli olduktan sonra, Teresa kendini yetimlerin bakımı için adamış. - After retirement, Teresa devoted herself to caring for orphans.

devoted
gönülden bağlı
devoted
devotedly fedakârcasına
devoted
düşkün
devoted
{s} -e sadık, -e içten bağlı
devoted
{s} sadık

Biz evlendiğimizden beri o sadık bir aile babası oldu. - Since we got married, he's become a devoted family man.

O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım. - She just had to use her Puss-In-Boots look and I was her devoted servant.

devoted
devote ada
devoted
sadakatle
devoted
merbut
devoted
{s} fedakâr

Tom ve Mary fedakâr ebeveynlerdir. - Tom and Mary are devoted parents.

Fadıl ve Leyla'nın ikisi de çok fedakar anne babalardı. - Fadil and Layla were both very devoted parents.

devoted
{s} (to)
faithful, loyal
vefakâr
faithful, loyal
vefalı
English - English
{s} devoted
faithful, loyal
true
faithful, dedicated, loyal
Favorites